top of page
Ekran Resmi 2025-11-05 09.21.00.png

Akupunkturun Tarihçesi

Akupunktur, insanlık tarihinin en eski ve en derin şifa yöntemlerinden biridir. Yaklaşık 5000 yıl önce Çin’de ortaya çıkan bu yöntem, insan bedeninin bir enerji ağı üzerinden çalıştığı fikrine dayanır.

Bu bilgi, yalnızca tıbbi değil, aynı zamanda kozmolojik ve felsefi bir bakışın ürünüdür; çünkü antik Çin düşüncesine göre insan, doğanın bir parçası değil, doğanın kendisinin bir yansımasıdır.

Kökeni

En eski akupunktur kayıtları, M.Ö. 3. yüzyıla ait “Huang Di Nei Jing” (Sarı İmparator’un İç Hastalıkları Kitabı) adlı klasik tıp metninde yer alır. Bu eser, bedenin enerjik anatomisini, meridyen (enerji yolu) sistemini ve bu yollar üzerindeki akupunktur noktalarını ayrıntılı biçimde tanımlar. Antik dönemde taş, kemik veya bambudan yapılmış iğneler kullanılırken, zamanla bronz ve daha sonra paslanmaz çelik iğnelerle modern formuna ulaşmıştır.

Akupunktur, Çin’den başlayarak Kore, Japonya, Hindistan, Orta Asya ve Uzakdoğu’nun diğer bölgelerine yayılmış; her kültürde kendi yorumunu kazanmıştır. 20. yüzyılda ise Batı dünyasına ulaşarak modern tıpla entegrasyon sürecine girmiştir. Bugün Dünya Sağlık Örgütü (WHO), akupunkturu bilimsel olarak etkisi kanıtlanmış tamamlayıcı tedavi yöntemleri arasında göstermektedir.

 
Felsefi Temeller

Akupunktur yalnızca fizyolojik bir uygulama değil, aynı zamanda evrenin yasalarıyla uyum kurma pratiğidir. Antik bilgelik, yaşamın Yin ve Yang dengesine dayandığını; bu dengenin bozulmasının hastalıkları ortaya çıkardığını söyler. Akupunktur, bu iki kutbun  ( yani varlığın gölge ve ışık taraflarının ) yeniden uyumlanmasını sağlar. Bu anlayış, Eternity Model’de de derin bir karşılık bulur: Yaşam enerjisi, tıpkı evrenin kendisi gibi döngüsel, akışkan ve bilinçlidir. Her iğne, bu enerjinin içsel frekansına dokunarak bedende dengeyi, zihinde huzuru, ruhta uyumu yeniden kurar.

Modern Dönemde Akupunktur

1. yüzyılın ikinci yarısından itibaren akupunktur, bilimsel araştırmaların konusu hâline gelmiştir.Beyinde endorfin, serotonin ve dopamin salınımını artırdığı, otonom sinir sistemini düzenlediği ve ağrı kontrolünde etkili olduğu kanıtlanmıştır.Bugün akupunktur, hem klasik tıbbın hem de fonksiyonel tıbbın önemli bir tamamlayıcısı olarak kullanılmaktadır.Cerrahi sonrası iyileşmeden, kronik ağrılara; stres yönetiminden, hormon dengesine kadar çok geniş bir alanda etkili sonuçlar elde edilmektedir.

 
Eternity Model Bakış Açısı

Benim için akupunkturun tarihi yalnızca bir tedavi yönteminin evrimi değil; insanın enerjisini, bedenini ve bilincini anlamaya yönelik kadim bir çabanın hikâyesidir.

Eternity Model ve 9 Element Teorisi, bu kadim bilgeliği modern bilimin diliyle birleştirir.

Çünkü enerji, zaman ve bilinç değişse de, yaşamın özü hep aynıdır: Denge, akış ve farkındalık.

bottom of page